bir galapagosun seyahat anıları

                                                         
                                                                 Ayvalık / Sarımsaklı

    Efem bütünlemeler için gittiğim okulumla işim perşembe günü nihayete ermiş oldu. ardından cumartesi sabahı ayvalığa yolculuk vardı ve cuma akşamı gezi ekibinin büyük kısmı cihan'larda kaldık ve sabahına otogardan ayvalığa doğru yola çıktık. yolculukta ümit'le oturduk ben müzik dinledim yine biraz sonra baktım bu bi oyun oynuyo bi futbol oyunu. oyun hakkında dalga geçtim baya bi '' şifre yazmışsın oğlum niye hiç yenilmiyosun da hep yeniyosun '' diye. bizim gençler bütün yolu uyuyarak geçirdiler tabi. sadece yiyecek / içecek servisi başladığında uyanıyodu çakallar. sonuç olarak yolculuk bitti ve herkesin karnı açtı ... acil bi yerlerde bişeyler yemeliydik ve '' madem ayvalıktayız ayvalık tostu yiyek '' oldu bunlar. halbuki çok da matah bişey değil o tost yani. hatta bazısının midesini bile bulandırdığına şahidim. sahil kenarında bi cafe & restorana gittik yedik bişeyler az biraz açlığımızı aldı. sıra geldi ev tutmaya ...
    cihan daha önceden bi ev araştırmış fiyatı da uygun falan demişti. dubleks bi ev ve nerdeyse sahile 0 denilecek kadar deniz kenarı. dubleks tutmak zorundaydık çünkü 10 kişiyiz. evi tuttuk sonuç olarak herkes kendine yatak seçti bilmem ne. ben saloda yatmayı yeğledim gece televizyon izlerim diye ama aralıksız muhabbet edebileceğimiz hiç aklıma gelmemişti açıkçası ...
    yemeği evde yeme gibi planlarımız vardı. evde alışverişi ŞOK'tan mı yoksa Migros'tan mı yapsak diye tartışıyoduk ve şöyle bi diyalog gelişti :

cihan - abi gidelim migrosa orda herşey vardır zaten aklımıza gelmese de görünce hatırlarız.
ümit - ama migros pahalı abi bence şoka gidelim
cihan - abi nesi pahalı ya saçmalama şok nası daha ucuz olabilir ki ?
ümit - ŞOK DAHA UCUZU YOK !
...
bu espriyle ev ahalisinden 4 kişiyi kaybettik. sevenlerine sabır diliyoruz ...

ardından hep beraber markete gittik elimizdeki listedeki herşeyi aldık geldik. ilk gün çok abartmayalım diye tavuk kanadı türevi şeyler aldık mangalda yapar yirik diye. neden abartmadık diyorum çünkü kafada balık falan var daha onu yapıcaz da ilk günden ağır olur diye şeyapmadık çok .
işte mangalın ilk ateşi. açık konuşıyım senle sevgili blog ben oraya tatile gittim yani elimden geldiğince iş yapmamaya gayret ettim. halimden de anlaşılır zaten ateşin romantizmiyle ilgileniyorum sadece. zaten bu bizimkilerin gözünden kaçmadı. tatilin koalası seçildim. kimse benden bi iş ummaz oldu lan çok utanç verici. ( çaktırma ama güzel ) bi de manzara o kadar güzel ki sorma gitsin lan. bak hele bak :





















la süper ya insan bakmaya doyamıyo çünkü birden hava kararıyo biz mangal yaparkene. neyse efendim işte mangalla uğraştıktan sonra kızlar sofrayı falan hazırladılar koyduk etleri de mis gibi salatasıdır şeyidir oturduk yidik bi güzel.
'' yok arkadaş ben nerden bilicem senin yediğini yemediğini '' diyen olursa diye masayı da çektirdim bak hep senin için ha blog hadi iyisin. yemek bitince biraları getircektik de arkadaş öküz gibi şiştim nereme içicem o kadar birayı hiç bilmiyorum derken bi baktım bitirmişim biralarımın hepsini . açık havadan mıdır nedir içiriyo meleti yapcak bişey yok. ardından hoş sohbetler falan filan ve beklediğim uyku faslı ... lan leş gibi yorgundum çünkü hiç de iş yapmadım ama niye öyleydi acaba enteresan.

sabahına bir an önce gidelim şu denize diye çıldırdı millet. ilk gün geldiğimizde gitme şansımız vardı ama yorgunuz yok efendim bi gidek eve yerleşek ık bık dedilr gitmedik o yüzden hırs yaptı millet gidip yüzmek artık en büyük amaçtı onlar için ... benim için bi engel vardı ama o da deniz şortu ! lan kahretsin ya telefonuma kaydettiğim halde unutmuşum çantaya koymayı olcak iş değil. gittim bizim evin karşısında bi yer var ordan alıveriyim dedim zaten şort lan denizde giycen ve çıkarcan o kadar bitti gitti mantığıyla. la gittim baktım şortlara en sade olanını aldım elime '' kabin var mı acaba '' dedim '' kabbin yoğk amma mutfağk var ordağ değijebilir sen altı '' diye bi cümleyle karşılaştım. lan kadın rusmuş ya la ! böyle yazıyla yapınca olmadı dimi o rus aksanı ? olmaz tabi ya bi gel bak gerçek hayatta yapıyım aynısını yapabiliyorum inan...

ardından bi de gidip voleybol topu aldık tabi denizde top oynama merasimi gerçekleşmeden olur mu hiç ? sonra indik kumsala... lan şimdi çelişkide kaldık orda şezloglanlar var ama sevabına koymamışlardır onları diyoruz birisi vardır ona para vermemiz lazım diyoruz ama kimse de yok ortalıkta neyse oturalım bari heralde halka hizmet dedik. ve sıra geldi o acı veren anlara ... abi denize ilk girmek hep sıkıntıdır. ilkten kastım yani kuru haldeyken denize girmek. bi gidip '' abi aşşşşşırı soğuuukk laaaan '' diye bağırmak adettendir mesela. biz erkeklerin sıkıntısı asıl sınır noktasına geldiğimzde başlar. orayı suya soktun mu tamam artık dalsan da olur yani çok koymaz o noktadan sonra. bi de hep yapılan geyiktir ya hani '' abi girer girmez atlamak lazım yahu diğer türlü eziyet yani '' ... ben bi tane de görmedim ki direk atlayan. bi de ben denize girdiğim an direk sağlıklı yaşam , temiz akciğerler falan geliyo aklıma diyorum denizde salak salak durmıyım sağa sola hunharca yüzeyim. nitekim öyle de yapıyorum her girdiğimde bi giderim sağa bi giderim sola. hatta bi keresinde çınarla beraber sağa doğru açıldık baya yüzdük sonra yorulunca biraz durduk. sonra geri bizimkilerin yanına doğru yüzdük dediler ki '' abi su çok soğuk '' biz de çınarla dedik bizim o geldiğimiz yer sıcaktı gayet abi diye. bunlarda oraya gidip işedik geldik sandılar ... hımını ... sürekli geyiğini yaptılar bunun iyi mi? sonra da eve gittik zaten ama sıra sıra. lan nerden baksan 10 kişiyiz 1 tane duş var dedik salak gibi sıra beklemeyelim 2şer 2şer falan gittik duşları aldık sonra akşam yemeğine hazırlığa başladık. yani başladılar. ben yine tembellik yaptım. yemekten sonra içeriz diye bira almıştık bunlar tutturdu sahilde içelim diye haydaa gittik sahile ...
güzel güzel içmeye başladık hoş sohbet falan gidiyoduk sonra birden hadi gangnam style yapalım dediler ... abi ben bu insanların yanında kendimi kaybediyorum lan içkiyle hiç bi alakası yok kaldı ki bira içiyoruz yani. neyse kalktık saçmalıyoruz deliler gibi falan sonra olmazsa olmaz angaranın bağları açıp oynadık bi güzel. ardından 2 gruba ayrılıp dans kapışması yapalım falan dedik öyle geyiğine işte hiç birimiz dans bildiğinden değil yani bakma. sonra bunlar adam adama falan diyince tabi bizim kafalarda direk kavga canlandı sonra kumsalın da verdiği etkiyle şakasına daldık birbirimize. biri yere düştü o sırada sanırım çınardı ve ardından bi çığlık gecenin sessizliğini bir bıçak darbesiyle yardı  '' ALTTA KALANIN CANI ÇIKSIIIIIIIIIĞĞĞĞĞĞĞĞĞĞĞĞNNNNN '' ananı avradını ya en nefret ettiğim şeylerdendir şu olay. ama yapcak bişey yok biri yere yattı bile. atladık hepimiz çınarın üstüne ama çınar intikam almadan kalır mı hiç ? o ona atladı bu buna atladı falan ( bu da biraz şöyle oldu ama idare edin http://www.youtube.com/watch?v=mZKaSqsduYo nitekim öyle de oldu gibi sanki ) derken en son çınarı kilometrelerce kovaladığımızı hatırlıyorum. lan adam bir koşuyor can havliyle mi desem göt korkusuyla mı desem bilemedim amerikan futbolu gibi zıplayıp tutmaya çalıştı birisi ve yakaladı. sonra atladık üstüne ama o yakalayan kişi adamın şortunu yırtmış hunharca. adama şort borçlandık bi de durduk yere iyi mi ? beni en sevindiren nokta ise hiç en altta olmamaktı tabi ki. bu çarpışmayı da geride bıraktık ve biraz soluklanalım dedik. derken bişeyler oldu biz deniz kenarında duygusal duygusal gezerken yanda takılan gençler biraz sessiz olmamızı rica etmişler sanırım gitar falan çalıyolardı ergenler zaar. sonra bişeyler oldu bi baktık papaz çıkıcak yani belli ediyo kendini. sonra cihanı çağardı bi tanesi biz de gittik tabi var mı öyle iş. dedi biz de eğlenmeye çalışıyoruz siz de ama biraz daha az gürültü çıkarırsanız iyi olur saat geç oldu zaten falan ayağı yaptı. cihan da haklısın usta pardon biraz abarttık biz de bilmem ne deyince elemanın dediği bi cümle geyik hanesine yazıldı hemen o da '' kardeşim bak sen iyi konuşuyosun '' ... artık birisine hak vermemiz gereken bi durum olduğunda yapıştırıyoruz '' bak bu çocuk iyi konuşuyo '' diye. ama işte 3 5 kişinin bu geyiği bilmesi sıkıntı tabi. neyse sonuç olarak sonra eve gidip uyuduk. ertesi sabah kahvaltı yine hazırdı uyandığımda kızlar çok hamaratlar nazar değmesin yapmışlar mis gibi.

içerik : içersinde abuk sabuk hayvan parçaları barındıran dairesel kesilmiş salam , elma dilim kesilen yumurtalar , tadı hiç bi boku andırmayan lastik gibi kaşar peynir , ismi light olan tadı olmayan siyah zeytin , tadına bakmaya cesaret edemediğim reçel bak bu güzeldi sanırım ama , normal salata , normal domates , nutella ki ben aşırı manyağı olan bi insan değilim yani normal bi çikolata muamelesi yapıyorum kendilerine bazısı ilahlaştırmış çünkü , pazardan aldığımız beyaz peynirden bile dandik bi beyaz peynir , ve mis gibi demlenmiş olan bi çaydanlık çay ... mis gibi kahvaltıya gel ... ucuz diye gidip niye en dandik şeyleri aldıysak neyse ... hayır yani diyet zeytine kimin ihtiyacı var abi onu bi deseler bana ? tamam lan sakinleşiyim biraz gerildim. neyse hafız kahvaltı da bittikten sonra yine yavaştan hazırlanıp sahilin yolunu tuttuk. enteresandır sahili de çekmişim kamerayla. niye yaptım böyle bişey bilmiyorum zaten çok da güzel çekmemişim.

baktım da bi salakmışım harbiden. deniz var kum var lan işte neyini çekmişim acaba bunun. bişey oldu da hatırlamıyo muyum acaba çünkü 1 aydan fazla zaman oldu bu tatile gideli. neyse salla işte na orda yüzdüm. bi ara gittik voleybol oynamaya ama nasıl salak salak oynuyoruz yok öyle bi oyun şekli. hayır abi lisede oynardık bunu ben gayet başarılı hamleler yapabilen adamdım lan yeminle bak git sor. ya da sorma bilemedim şimdi. ama kumsal olunca işin içinde hareketi kısıtlıyo pis melet. neyse biz oynarken 2 tane kız geldi sonradan isimleri voleybolcu kardeşler olacak olan. oynayabilir miyiz dediler aldık sevabına. bunlar hangi gün baksak gidip birilerine '' biz de oynayak mı nolur ihihi '' yapıyolar amk o kadar mı sıkıldınız her gün voleybol her gün voleybol ... sonrada yabancı kadro açtık her 2 takıma da hıamını ne değişik oldu lan. kızın biri geldi çat pat ingilizcesiyle oynayabilir miyim ben de dedi bunu da aldık ilk yabancı transferimiz buydu. ismini kimse sormadı niye bilmiyorum da bizim bildiğimiz tek yabancı isim '' Alex '' diyen fenerli arkadaşlar kıza alex ismini önerdiler nitekim kızın ismi alex kaldı. bi de slipli gencimiz geldi ki sorma ... şu çirkin şeyi neden giyerler bilmem amk. alex 2 de karşı takıma geçti de o çocuk fenaydı ağzımıza sıçtılar birlik olup. bizim alex tırt çıktı üstüne gelen toptan falan kaçtı bırak ya bak moralim bozuldu yine gerildim ! bu kız sonralarda da selam falan verdi bize biz de onun her adımını takip eder olduk lan mal gibi. bi ara kumdan kale yaptı sikiyim olduk biz bi meğer çocukmuş lan. görsen 18inde kız sanarsın. neyse sahil faslı bitince eve bi gittik lan bi ağarlık çöktü üstüme ama anlatamam öyle böyle değil. yattım uyudum dedim bi yarım saat kestiriyim sonra kalkar duş alırım falan. yatış o yatış bi kalktım akşam yemeği hazırlanıyo ... duş almaya da üşendim haliyle tuzlu tuzlu balık gibi geziyorum ortalıkta ama kendimi ajda pekkan gibi de hissediyorum gerim gerim gerildi derim. ( şiir mısrası gibi olmadı mı lan bak : gerim gerim gerildi derim ,  ne edersem kendime ederim  ) hatta abartıcam şiir yazıyorum bi saniye :

gerim gerim gerildi derim
ne edersem kendime ederim
sazım alır diyar diyar gezerim
ben bunu bilir bunu derim.  al sana şiir lan çok da güzel oldu çok da güzel eyi oldu adkajsfklajsfsdgsd

neyse lan sulandırdık olayı ha akşam yemeği diyodum işte bu yemek o yemek yani rakıyla balığın ayvalıkta yapılmış hali ... boşa dememişler rakı balık ayvaık diye demi?

adam başına bi balık düştü işte markasını unuttum balıkların lan. balık cinsi bilmek bi elitlik göstergesi derler ama öyleyse de ben elit değilim amk. ama bi ara oturup ezberlemem lazım bi balık çeşitlerini bi de peynir çeşitlerini. çünkü sağda solda '' yaa o buger king'in içindeki sarı peynir ne yaa çok güzel yaa '' diyen kız tipleri için bilgilendirici olmam lazım. sırf bugerdaki peynir için bütün peynirleri ezberleyecek olmam da ne kadar işsiz olduğumu gösterir farkındayım.
bak bak yine ben mangal başındayım ama bu sizi yanıltmasın yine işsiz güçsüz oturup mangalın sıcaklığından faydalanıyorum kıs kıs kıs ... gerçi bi ara yağın içindeki balıkları alıp mangala koydum bak kendi hakkımı da yemiyim şimdi 3 tane yağlı balık koydum lan ben o mangala boru mu ? bu kadar çalışmak yordu tabi beni hemen kalktım ordan gezindim biraz ve bi baktım sofra yine hazır :



efenim közlenmiş biberlerdir , ortaları delinip içlerine tuz dökülüp değişik şeyler yapmaya çalışılan domateslerdir , içlerine binbir türlü baharat konarak hazırlanan ve mangalda kızartılması gereken ama kızartılamayan mantarlardır ne ararsan var. yani rakı sofrası denen şeyi adabıyla yerine getirmeye çalıştık. sofranın içeriğindeki en önemli şey ise 2 tane 100lük rakı tabiki. alkol kullanmayan yoktu aramızda ondan az oldu lan rakı tadına çok varamadık ama olsun olduğu kadar. yani bi 70lik daha olsa mesela olurdu gibi sanki. ee rakı olur da sohbet olmaz mı tabi sohbetin dibine vurduk her zamanki gibi ama çevreden birsürü uyarı aldık. o gün içinde toplam 8 farklı şahsiyet / kuruluştan şikayet aldık gürültü yapıyoruz diye. lan tatil mekanında niye sen saat 10 diyince yatıyosun ben de onu anlamıyorum. hayır biz de kendi evimizde eğleniyoruz arkadaş... neyse uzatmıyım. bi ara konu nerden geldi bilmiyorum adnan oktar muhabbeti döndü ve ümit başladı taklide ...  http://www.facebook.com/video/video.php?v=4106993746590&oid=358329317585461 ümit ki prag'da fotoğraf makinesini çaldıran bi arkadaşımızdır ve praglılardan yana biraz sitem eder videoda. ha sen gül diye mi koydum bunu hayır zaten komik bişey yok hatıra hep bunlar ... sonra da uyudum zaten. ertesi gün o kadar sıradan geçmiş ki demek ki fotoğraf dahi çekmemişim o gün. yine deniz , kumsal , voleybol ve biradan oluşan fix kombinasyon gerçekleşmiştir kesin. bak hatırlamıyorum bile lan o kadar sıradan yani enteresan.
ertesi gün de tutturdular muza binelim diye. lan çok değişik bişey değil biliyorum ama hadi binek dedim ben de hepsi binme niyetinde çünkü belli. nitekin bindik de.
abi ama işte kimse demiyo ki aga sen o muzdan illa düşecen kaçarın yok diye. biz hepimiz tutunursan üstünde durabilirsin sanıyoruz. amk adam yıllardır bu işi yapıyo sen kim köpeksin dimi ? olay şu adam seni az biraz denizde gezdiriyo işte sen salak salak bağarıyosun rahatlamak ve oo ne kadar eğleniyoruz havası vermek için ve sonra adam teknenin motorunu stop ettirip dümeni birden kırıyo ve gaza basıyo. ne olduğunu anlamayan muz sakinleri ise takla atan muzun altında kalıyolar bu. sonra bi de o muza çıkma mevzusu var ki sorma lan zaten her taraf su alet de plastik kayıyo anasını satıyım çıkamıyosun. ağzımıza burnumuza su doldu hep yeminle. 3 kere bu şekilde seni al aşşa eden muz sahibi sonra seni kıyıya götürüyo ve yaklaşık 70 lira gibi bi para alıyo. bi daha olsa bu salaklığı yapar mıyım ? kesin yaparım ben amk salaklık olur da ben yapmam mı dimi illa atlarım... ve akşam olur yine yemek teleaşı ...
bak bak yine ben ve mangalın başındayım utanmadan sıkılmadan aldjkasdasdasd. sinirim bozuldu lan ben çalışsam itin teki de gelip sadece mangal başında otursa heralde ağzını kırardım çalış lan it diye de bana yapmadılar öyle bişey şükür. seviyorum hepsini lan süper insanlar. bu yemekte de mangalda sucuk yaptık ekmek arası götürdük mis gibi oldu bira-sucuk ikilisi candır tabi ki. ardından da dediler hadi bi tisko tisko yapalım. çıktık dışarı mekan aradık ve tropicano diye bi bar/disko bulduk ama içeri bi girdik lan kimse yok ! abboooooo hafız girdik içeri 8 kişiyiz koca diskoda bi tek biz eğleniyoruz içiyoruz falan. bi de dj var işte. sanki mekan kapatmışız eğleniyomuşuz gibi oldu ama çok itici bi durum abi koskoca mekanda böyle dibe gittik orda kopuyoz kendimiz. kendimi örselenmiş itilmiş kakılmış hissetmedim değil yani. şükür sonradan doldu yavaş yavaş da bu sefer de gelenler odun çıktı hepsi aldı birasını oturdu amk eğlenecez eğlenemiyoruz da. yani ben kasılırım öyle şey olunca. bi de çok içmedim kafa yerinde daha yani sarhoş olsam hafiften kimseyi iplemem de kafa yerinde olunca utangaç yanım ağır bastı tabi oturdum sandalyemde. bizim genşleri tutana aşk olsun yardırdılar baya bi. bi ara dışarı çıktık genşler sigara içicez dediler ben de çıktım dışarısı daha çok sardı sohbet falan ettik biraz. sonra sıkıldım ümit evdeydi ben onun yanına gidiyom yua diye kaçtım mekandan. nitekim ertesi sabah ayvalıkta tekne turuna katılacaktık enerji depolayayım dedim.

ve ertesi sabah ... efenim uyandık ve sarımsaklıdan ayvalığa gitmemiz gerekiyo bi dolmuş gidiyomuş hep işte ona bindik gittik ama kahvaltı yapcak takat yoktu kimsede o yüzden dedim ayvalıkta bişeyler atıştırırız. nitekim kaçınılmaz son ayvalık tostu ... amk ya dedim ki mesut büfe diye var dediler bak orası çok güzel dediler bakın genşler yapmayın dedim ! dedim dedim de gittiler geçen sefer kızlarla gittiğimizde oturduğumuz yeri seçtiler. lan tırt oranın diyorum yok abi yakın ya yiyek gidek boşver dediler.
o kahvaltıdan bi detay. dışarda oturmak istediler öyle yaptık azizim. ümit bana ne anlatıyodu lan orda acaba. sanırım sinema üstüne konuşuyoduk çünkü baya ciddi bişey konuşuyoruz ümit bayılır sinema konuşmaya. derken tekneye doğru yol almaya başladık ben de merak ediyorum baya bakalım nasıl geçicek diye tekneyi görünce eh işte dedim aslında.


ismi uğur jale olan bi firma mı diyim artık değişik esnaf mı diyim bilemedim ona bindik işte. öyle yat / tekne deyince çok lüks bişey sanmayın lan adam başı 10 lira mı 15 lira mı ne verdik ama baya baya değdi yani. içerikte sürekli müzik yayını , sınırsız balık/salata servisi , yarışmadır aktivasyondur böyle garip etkinlikler ve çevre bakanlığı tarafından mı dedi öyle bişey tarafından seçilen türkiyenin en güzel koylarında demir atma ve yüzme serbestliği vardı bi de cunda adasında demir atıcaktı 1 saat kadar bi gezinti yapılıcaktı işte. balıkları çok yiyemedim lan ben niye bilmiyorum martılara atmak daha cazip geldi o an. gerçi piç martının biri teknenin içine giriyodu az daha balığı görünce gözü dönmüş hayvanın amk. teknede öyle sohbet muhabbet ettik biraz işte sonra aktiviteler başlayınca baya bi gaza gelmişiz biz kalkıp oynamalar falan. hayır benim anlamadığım şu :

yani sen gelmişsin en başta böyle gözlüğünü takıp eline redbull'unu alıp oturmuşsun bi cool görünme çabaların var bilmem ne dimi ? güneş kremini sürüp '' umrumda mı dünya nihahaha '' tavırları takınıp güneşlenme çabaları içindeyken ne oldu da birden bütün teknenin önünde kendini kaybetmişcesine göbek atmaya başladın yani ? hadi ateistler bu değişimi açıklasınlar ? sağdaki fotoyu büyük tuttum ki sıfatım görüksün diye ordayım bak siyah bi kıl yumağı var o benim o arada bi yerde. angaranın bağları işte böyle kutsal bi şarkı abi insanı ne halden ne hale sokuyo yazıklar olsun. hafız sonra bi yarışma düzenlediler kızlar arasında. yarışma şöyle : çıkıyosun böyle dans eder gibi yapıp biraz cilve yapıyosun falan gibi bişey. en çok alkışı alan kazanıyo. biz hemen dilarayı aday gösterdik sağolsun yüzümüzü kara çıkarmadı. hem takım başkanı oldu hem de 1.liği kaptı. ödül ne ? 1 bira hediye bi de bi daha gelirse aynı tura bedava gelicekti. yani onun için sadece 1 bedava bira demek. bi daha kim gelcek lan oraya.

arada bi birbirinden muhteşem koylarda durup yüzdük ama yok öyle deniz güzelliği ya ağlıcaktım yeminle biz daha önce denizde değil lağımda yüzmüşüz diyosun resmen görünce. adam diyo ki derinlik 13 metre ben diyorum siktir ordan dibi gözüküyo ... inanmadım ama harbi 13 metreymiş çünkü teknenin en üst katından balıklama atlayan ibneler vardı o kadar alçak olsa kuma saplanır adam o kadar yüksekten atlayıp. kısacası mükemmeldi koyları.






bu da o koylardan bi tanesinde yüzdükten sonra kısa süreli dinlenme etabım esnasnda çekilen bi götüntü efenim. kadromuza cansu katıldı bu arada bi gün öncesinin akşamı. yeni tanışmış olmamıza rağmen çok sevdim çok değişik bi insan sevgi dolu ama çılgın da böyle değişik harbiden. az yüzdük uz yüzdük sonra cunda adasına gidiyoruz dediler çıktık sudan. 1 saat gibi bi gezme süresi verdiler. ben daha önce de gitmiştim biliyorum yani genel olarak ortamı ama biz kışın gitmiştik o sıralar bu kadar canlı değildi ve esnafı da kapalıydı komple. şimdi gittiğimizde her taraf cıvıl cıvıldı.


teknenin görevlileri gezdiriyolardı normalde cundayı ama bizde baya cundayı ezberlemiş bi çok insan olduğundan gerek duymadık onlarla gezmeye zateng ezilesi yerlerini biliyoduk direk oralara gittik. sakızlı dondurma aldık bi de ama neden diye sorsan sırf yanında bedava lokma veriyolar diye. herkesin canı lokma çekti ama lokma almadık dondurma aldık niye yanında bedava lokma var diye. böyle bi zeka yok yani enteresan. bi de arkadaş her yerin mi sakızlı dondurması meşhur lan? hatırla daha geçen foça'ya gittiğimizde de koymuştum mehşur sakızlı dondurma falan diye bişey. enteresan. neyse gezerken gördüğüm bişey garibime gitti o da şudur :                                                                   
lan ben geçen geldiğimde içimden demiştim lan burası çok güzel bi yer de niye böyle tinerci mekanı gibi dışlanmış edilmiş buraya bi sahip çıksınlar. ( bkz : http://www.youtube.com/watch?v=MVAaQbf7N2Y ) sonra geldiğimde işte bi baktım restorasyona girişilmiş bile çoktan. abi enteresan ya ne desem olmaya başladı lan şu hayatta yavaş yavaş. balıkesir'i değiştiren adam benim aslında am kimse farkında değil. bak dedim geçen sene bu merkeze bi burger king'dir mc donalds 'tır şart diye. senenin başında merkeze burger açıldı. kampüsü içeren küfürler ediyodum her taraf diken boyum kadar amk buralara bi çiçek böcek bişey ekin de güzel gözüksün amk bu ne böyle tarla gibi diye bu sene ağaçlık çiçeklik oldu bütün kampüs. bi sorununuz varsa söyleyin yani bana ben hallederim. en zor iş bile 1 yıl falan alır yani garanti veriyorum. sonra da az buz dükkan mağaza falan gezdik tıpış tıpış tekneye geri döndük. zaten ardından da ayvalığa geri dönüş yapıldı. lan 2dk sürcek yol nası olsa diye aşağı oturduk sonra bi başladı angaranın bağları ... hayda ... soğuktan rüzgardan ölen 10 tane insan birden '' koşun lan konuş yukarı koşuuuun '' diye çığlık atmaya başladı. arkadaş bi başladık oynamaya adam da gördü bizdeki potansiyeli tabi kesmedi hiç müziği baya bildiğin ayvalık sahiline halat attık son ses müzik çalıyo biz yoldan geçen insanların gözleri önünde yardırıyoruz teknede. millet kesin napıyo bu manyaklar diye baktılar ama yapcak bişey yok hiç birisi bi daha görmiceğimiz insanlar nasıl olsa diye rahat davrandık biraz. tamam biraz değil baya bi. gangnamdan tut angaranın bağlarına ondan tut drop it low'a kadar dans çeşitleriyle eğlendik. sonra da sarımsaklıya geri döndük eve gidip aynen uyudum ben. ertesi gün gözümü ilk açtığımda gördüğüm idil'di. ya onlar daha erken gelceklerdi seda'yla ama yorgunlarmış 1 gün geç geldiler o yüzden. neyse sonuç olarak kahvaltı yapıp direk sahile koştuk yüzelim diye çünkü son günümüz artık son hevesimizi de alalım diye. lan sonra 2 dk güneşleniyim diye yattım birden üstüme kum atmaya başladılar '' ehuehu hadi kuma gömeliiim '' gibi bişey duydum. neyse dedim eğlensin gençler. sonra iş çirkinleşmeye başladı. kuma su döküp çamurdan göğüs yapmaya kalktılar bana orda işin rengi değişti kalktım hemen olduğum yerden ve sıramı cihan'a devrettim. işin cılkını çıkardık biraz. nasıl mı ?


hayır sen ne diye adamın şeyinin oraya bira şişesi koyarsın ki ? bahsetmiştim ya hani yabancı bi kız vardı lakabı alex olan. o bile gördü yanımızdan geçerken kız yarıldı gülmekten napıyo bu mallar diye. iş cinselliğe gelince tabi türlü türlü pislikler türlü türlü geyikler kol gezdi sarımsaklı plajında yapcak bişey yok abi. derken bizim kafada bi de şeytan sofrası gezisi vardı ama bi baktık güneş ha battı ha batacak. yani asıl mesele güneşin batışı esnasında şeytan sofrasında olmak. biz yetişiriz lan bence olduk hadi gidelim dedik ama herkes duş alak ya duş alak diye tutturunca ben gecikeceğimizi anladım ta yolda demeye başladım '' lan bana yıllarca yapabileceğim bi geyik veriyosunuz sağolun şimdiden '' diye. nitekim biz daha bayırı çıkarken güneş komple battı bile aspdojasfkljasfkljasdfgsdgd   biz gidiyoruz millet dönüyo lan ne yarıldım asdljkasdkjasdf  üzülen falan oldu da ben daha önce görmüştüm güneşin batışını benim kaybetceğim bişey yoktu yani. of ulan bi de yetişiriz diye taksi tuttuk biz oraya gitmek için sen düşün. adam başı 7 lira mı ne verdik lan taksiye asşdfjlasfkljsdfgsdg sonuçta ne gördük 2 tane turist bi de yağmurla oluşmuş bi çukur. lan gülmeden tutamıyorum kendimi ya dakikayla kaçırılır mı güneşin batışı. neyse biz o kadar geldik bari fotoğraf çekelim olduk hatıradır sonuçta.
bi de buranın şöhreti şeytanın ayak izinden gelir ya hani ona alternatif bişey buldum orda yarıldım lan hangi sivri zeka yaptıysa helal olsun :
 şeytanın ayak izi olur da el izi olmaz mı amk adajksfasfa. giden gören bilir heralde bi tek ben fark etmemişimdir ona eminim. zaten ayak izinin hemen karşısında bi yer burası gözden kaçmaz yani. bunun da etrafını çevirip adak adasınlar amk el izi daha önemli bence. ha lan bi de bak çakallıkları fark etmiyo değilim. biz kışın geldiğimizde o ayak izinin içi boştu gayette. şimdi baktım meğer onun içine para da atıyolarmış. anahtarı kimdeyse deli zengin oluyo çünkü tahmin edebildiğinin üstünde bi para var orda. bi de gerzekler niye 1 lira atıyonuz ya salak bunlar. dilek dilicen madem o kadar cehalete gelmişsin 5 kuruş at dimi dilekte paranın miktarının ne önemi var be cahil ? anca adamı zengin edin siz aferin. yalan olmasın elimdeki bi fotoğrafa göre orda en az görünen 200 lira para vardı o da en az yani bezlerin falan altında kalanlarla ne kadar oluyodur bilmiyorum. bi de geçen sene ben birinin dilek peçetesini söküp sonra kendi dileğimi söyleyip tekrar bağlamıştım o iş oldu lan cidden ne garip dimi ? ayrıca sen 2 cümle önce dilek dileyene say söv sonra kendi dileğin oldu diye sevin ... böyle de kendiyle çelişen biriyim işte napıcan. neyse sonradan farklılık olsun diye cansudan aldığım siyah eskiz defteri parçalarını 4e bölüp dedim ki '' şuan dilek dileyen 4 kişini dileği olmasın nolur '' yani antidilek gibi bişey yaptım. piçlik değil mi yaparım abi.




bak yeri de belli ha o ayak izinin hemen yanı. eğer bi gün gider de görürseniz sakın çıkarmayın yerinden onları bırakın mekandan hayır görmesin kimse kötülük salsın o kağıtlar oraya nihahaha. ha lan bi de geçen geldiğimizde niye görmedik bilmiyorum da mekanın hikayesini gayet hem türkçe hem ingilizce anlatan bi yazı varmış orda o dikkatimi çekti gittim hem okudum hem de fotoğrafını aldım ama yazının alt kısımları yağmurdan falan heralde silinmiş. bi kısmını okuyabiliyosun gerisi yok.
bu yazının altında bi de ayak izinin hikayesi yazısı var ama o işte baya bi silik internetten de araştırınca çıkıyo zaten ne olduğu ama gayet fantastik bi hikaye hoş yani. sonuç olarak geri döndük ve son yemeğimizi yemek için hazırlıklara başladık. çınar'la cihan 2 kişi bi 70lik içelim demişler benim haberim yoktu. yazık lan ne hale geldiler ya çok komiklerdi. biz yine biralarımızı aldık içtik abi işte normal yemek adabıyla.




son yemek derken şaka yapmamıştım adlkjaslfkjlfgsdfd. ümitin çektiği panaromik fotoğrafla baya aynı zaten isanın son yemeği amk (!) içkiler farklı sadece ama ben eminim isa rakının tadına bi kere baksa şarap marap içmezdi yani. neyse sonuç olarak bu güzel insanlarla bu güzel tatilin sonuna geldik. eskişehir'e geri dönüş zamanı gelmişti ki 4 kişi zaten eskişehire gidicektik onlarla aynı arabaya bilet alıp seyahate başladık. sonra da home sweet home ( ! ) ...

Yorumlar